İmam Gazali, ihyâ eserinde evlenmenin beş tane faydası bulunduğunu söyler:
1. Çocuk sahibi olmak. Zaten nikahın asıl sebebi de budur. Ve bundan gâye de yeryüzünde insan neslinin devam etmesidir. Çocuğa kavuşmak, dört cihette bizi Allah’a yakınlaştırmış olur.
Birincisi, insan neslinin devamına vesile olan çocuk sahibi olmak, Allah’ın muhabbetine uygun bir iştir.
İkincisi, ümmetinin çokluğu ile övünen Allah Resulü’nün sevgisini ve rızasını kazanmaktır. Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (asm) emreder ki: “Siz sevilen ve çocuk yapanla evleniniz. Zira kıyamet gününde sizinle ümmeti çoğaltmış olurum.” Ve yine çocuk yapan kadının faziletini başka bir hadis-i şerifte şöyle ifade eder: “Hanımlarınızın en hayırlısı sevilen ve çocuk yapandır.”
Üçüncüsü, kendine dua eden salih bir evlat bırakmaktır. Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu ölünce ameli kesilir (defteri kapanır); ancak şu üç kişinin hayırlı amelleri devam eder. 1. sadaka-i cariye (medrese,cami,çeşme gibi hayır)işleyen . İstifade edilen bir ilmi arkasında bırakan. 3. Kendisine dua eden salih bir evlat bırakandır.
Dördüncüsü, eğer o salih evlat kendisinden önce vefat ederse, kendisine şefaatçi olur. Bunun içindir ki, evladının vefatından dolayı şiddetli üzüntü çeken bir adama Resulullah (asm) buyurmuştur ki: “Yaşadığın müddetçe ondan istifade etmek mi? Veya yarın cennetin hangi kapısına varsan bir de görürsün ki o seni geçmiş ve cennetin kapısını sana açıyor. Bunlardan hangisini daha çok seversin?” O kişi dedi ki: “Beni geçip de bana cennetin kapısını açmasını daha çok severim.” Peygamberimiz: “İşte senin için bu ihsan vardır.” buyurdu. Başka bir zat: “Ey Allah’ın Resulü bu ihsan sadece o şahsa mı mahsustur? Yoksa hepimiz için geçerli midir?” Peygamberimiz (asm) buyurdu ki: “Hepiniz için geçerlidir.”
2.Şeytandan korunmak ve şehvani arzuları defetmek. Göz ve namusu daha güzel bir şekilde muhafaza etmektir. Buna işaret olarak Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Allah kime salih bir hanım ihsan ederse, dininin yarısı için ona yardımda bulunmuş olur. Öyleyse geri kalan yarısı için de Allah’tan korksun.” Yine başka bir hadis-i şerifte buna şöyle işaret et(evlenmeye) gücü yetmiyorsa oruç tut şehvet hissini zayıflatır.” Birinci hadis-i şerifte işaret ediliyor ki, evliliğin fazileti, Allah’ın emirlerine muhalefetten ve ifsadtan korunmaktır. Zira çoğunlukla kişinin dinini ifsad eden, midesi ve namusudur. Evlilik onlardan birisi olan namus meselesini çözmektedir. Yine başka bir Hadisi-i şerifte ise, evliliğin şehvet hissini sakinleştirmesinden dolayı, insanı harama bakmaktan korumak gibi birçok faydası olduğuna işaret edilmektedir.
3. İnsanın rahata kavuşması ve yalnızlıktan kurtulmasıdır. Zira kişinin eşiyle oturması, ona bakması ve eğlenmesi kalbe rahat ve huzur verir. Ve ibadet yapmak hususunda kalbi kuvvetlendirir. Bilindiği gibi nefis yaradılış itibariyle şaşkındır. Ve haktan hoşlanmaz. Eğer devamlı olarak, o nefse istemediği şeyler yaptırılırsa kabalaşır ise, güçlenir ve neşelenir. Vazifelerini yerine getirmeye daha çok gayret eder. İşin gerçeği, her türlü zevk ve lezzeti, nefsi şımartmak için değil ibadet ve mücahede için almalıyız. Hz. Ali demiş ki: ” Bir saat de olsa kalbleri rahatlatınız. Zira onları zorlamak, köreder.” ve yine bu manaya işareten Peygamberimiz (asm) buyuruyor: “Dünyanızdan üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz.”
Kadınla ünsiyet etmek birçok cihette huzur verir. Sıkıntıyı giderir. Kalbi rahatlatır. Elbette takva sahipleri için de helal dairesinde istirahat,fıtri bir ihtiyaçtır. Buna binaen ayet-i kerimde: “Sizi tek bir nefisten (adem’den) yaratan ve ondan da gönlü ona ısınsın diye eşini (Havva’yı) yaratan O’dur (A’raf, 189)” buyurulmuştur. Zaten helal dairesi keyfe kafidir; harama girmeye hiç lüzum yoktur.
4.İnsanın evdeki dahili işlerle meşgul olmaması ve o husustaki sıkıntılardan kurtulması Eğer insanın evlilik ihtiyacı olmasaydı, yalnız başına bir evde yaşamak çok sıkıntılı olurdu. Çünkü insan, evin bütün işleriyle meşgul olacağından ilim ve amel gibi lüzumlu işlere vakit bulamayacaktı. Saliha kadın, haramdan kurtulması cihetinde, beyinin dinine, evin iç işlerini yaparak da dünyasına yardımcı olur. Aynı zamanda kadın da yalnız başına olsaydı; hem evin iç işlerini, hem dış işlerini, hem de maişetini temin etmeye mecbur olsaydı, ilim öğrenmek ve ibadet yapmaya vakit bulamazdı ve daha bir çok sıkıntı çekerdi. Demek erkek de bu hususta hanımına yardımcı olmaktadır. Buna binaen Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: “Sizden biriniz şükreden bir kalb, zikreden bir dil ve âhiretine yardım edecek sâliha mü’mine bir eş alsın.” Bu emir aynı zaman da kadınlar için de geçerlidir.
Evet, evlilik, dünyevi işlerin paylaşılması ve nefsani duyguları sakinleştirmekle, insanı ahiretini kazanmaya müsait bir duruma getirir. Aynı zamanda, akraba ve çevreyi arttırmakla da insanı güçlü ve yardımcıları bol olan bir kişi yapar. Buna binaen “Yardımcısı olmayan zelil olur” denilmiştir. Evet, kim kendisini müdafaa edecek bir çevre bulursa, selametli bir ortama kavuşur ve huzur içinde ibadet yapmaya vakit bulur. Zayıflık ve zelillik ise, insanı perişan eder. Sağlam bir çevre ile üstünlüğe kavuşan zilleti defeder.
5. Terbiye noktasında nefisle mücahadedir. Bilindiği gibi nefisle mücahade, manevi cihat olduğundan, cihad-ı ekberdir. Şöyle ki, çoluk çocuğunun hukukuna riayet ederek idare etmek; onların yanlış davranışlarına sabretmek, eziyetlerine tahammül etmek, onları hak yoluna irşad edip ıslahlarına çalışmak, onlar için helal kazanca gayret etmek, çocukları terbiye etmeye çalışmak gibi fazileti çok büyük olan bir işi yapmaktır. Bu bir idarecilik ve çobanlıktır. Eş ve çocuklar ise idare edilen raiyettir. Bir kısım ehl-i kemalin evlenmemesi ise, insanların imanının kurtulmasına vesile olmak gibi daha ehemmiyetli hizmetlerin aksaması içindir. Onların bu yaptıkları çok büyük fedakarlıktır. Peygamberimiz (asm) “Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden mesulsünüz.” buyurmuştur. Hiç bir zaman nefsini ıslah etmeye çalışan, hem nefsini hem başkasını ıslah etmeye çalışanla bir olmaz. Toplumun sıkıntısına dayanan ile kendi başına rahat bir hayat yaşayan da bir olmaz. Çoluk çocuğu idare etmek Allah yolunda cihat derecesindedir.
Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadiste “Kim çoluk çocuğu için çalışırsa o Allah yolunda cihad etmektedir. Sahih bir hadiste “Kişinin çoluk çocuğu için harcadığı sadakadır. Şüphesiz ki Allah, kişinin hanımının ağzına koyduğu ücreti verecektir.” buyrulmuştur.
Bu faydadan alacağımız ders ise şudur: Çoluk çocuğun sıkıntılarına sabretmek, en büyük mücahade olan manevi cihad ve ibadeti yapmaktır. Netice itibariyle her iş gibi evliğin de iki yönü vardır: Birisi kabuk ve kışır yönüdür. İkincisi o kabuğun içindeki özdür. Evliliğin özü ise, Allah’ın rızasını kazanmak ve ahiret saadetine kavuşmaktır. Evlenen kişiye evlilik bu noktada ne kdar faydalı oluyorsa, bu evlilik o kadar değer ve kıymet ifade eder.
Evlenen kişilerin en çok dikkat etmesi gereken cihet de budur. Yoksa nefsani arzulara dayanarak yapılan evlilikler, Ahireti kaybetmeye sebep olduğu gibi, dünya saadetini kaybettirir.
Cenab-ı Hakk, Evlenmek isteyen bütün kardeşlerimize e ehl-i imana bu imani şuur ışığı altında evlilikler nasib eylesin. Amin..
Amin ecmain. Çok istifadeli bir makale. Allah razı olsun.
şehevi arzuları oruç tutarak bastırmak yerine, daha zevkli bi yaşam için evlenilir 😉
evlendiğiniz kişi iyi çıkarsa düğünü ne edeceksin gir oyna çık oyna
evlendiğiniz kişi kötü çıkarsa ölümü ne edeceksin gir ağla çık ağla
NİÇİN EVLENİYORUZ? ANKET SONUÇLARI.