“Tevbe” salt kelime olarak bakıldığında “dönmek, vazgeçmek” anlamına geliyor. İslamî açıdan düşündüğümüzde buna “günaha pişman olmak” “günah işlemekten vazgeçmek” vb manaları ilave edebiliriz.
Adeta virüs misali günahlarla kararttığımız, bulandırdığımız ruhlarımızı -tabiri caizse- format atmak suretiyle temizlemek…
Tevbe bir kulluk bilinci, bir yenilenme, bir nurlanma…
En çok farkında olmamız gereken acz ve fakrımızı anlamamızda bize en büyük bir destek tevbe etmek…
Günahların sağanak sağanak yağdığı böyle bir zamanda tevbe bizim için kayıtsız şartsız bir büyük ikramiye…
Bunca günaha bulandığımız yarım yamalak ibadetlerle kul olmaya çalıştığımız böylesi bir garib zamanda kurtuluşumuz belki (inşaAllah) ıssız köşelerde, gözyaşlarımızla, pişman bir gönülle ettiğimiz tevbelerimiz olacak…
Aslında tevbe büyük bir nimet ve Cenab-ı Hakk’a yaklaşma en güzel bir vesile…
“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Nefsim kudret elinde olan Zat’a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helak eder; günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi.“ [Müslim, Tevbe 9, (2748).]
Burdan anlıyoruz ki Cenab-ı Erhamürrahimin biz aciz kullarından günahsızlık beklemiyor ama günahlarımızı bilip umutsuzluğa kapılmadan ona el açmamızı af ve mağfiret dilememizi bekliyor. Ayeti kerimede bildirdiği üzere: “De ki: “Ey nefisleri aleyhine (günah işlemekle ömürlerini) isrâf eden kullarım! (Günahlara bulaştık diye) Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyin! Şübhesiz ki Allah, bütün günahları bağışlar!” Doğrusu, Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm(kullarına çok merhamet eden) ancak O’dur.”(zümer/53)
Herkesin başına açılmış olan imanını kazanma ve tekemmül etme davasında da tevbenin en hakiki bir yardımcımız olacağını Üstadımız Hz. harikulade bir şekilde ifade ediyor: “Ey hasta kardeşler! Siz gayet nâfi’ ve her derde deva ve hakikî lezzetli kudsî bir tiryak isterseniz, imanınızı inkişaf ettiriniz. Yani tevbe ve istiğfar ile ve namaz ve ubudiyetle, o tiryak-ı kudsî olan imanı ve imandan gelen ilâcı istimal ediniz.”(25. Lema)
“Hakikî imanın kudsî ilâçlarından ve nurlarından tevbe ve istiğfar ile, dua ve niyaz ile istimal ediniz.”(25. Lema)
Tüm bunlara ilaveten, “Tevbe dahi, meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar.” (26. Söz) ifadesine bakarak tevbenin yalnızca günahımızın affına değil bir daha o günahlara meyletmemeye de vesile olacak bir nimet olduğunu da anlıyoruz…
Günahlardan pişmanlık duyup sakınanlardan ve samimi, ihlaslı tevbelerimizle af ve mağfirete nail olanlardan olalım inşaAllah…
SA.BÖYLE SAYFALAR OKUNMALI.
Hayirli gunler. İletişim adresinizi verebilir misiniz ? Hayati bir konu ile ilgili danismak istediğim şeyler var. Allah rızası için yardımcı olun lütfen.
Selamın aleyküm,
Hocam size nasıl ulaşabilirim?
Iletisim adresinizi bulamadım sitede.
Allah razı olsun.