Emânât-ı Mübâreke
Mübârek Emânetler, başta Peygamber Efendimiz (asm) olmak üzere birçok Peygamber’in ve başta Hulefâ-i Râşidin (Dört büyük halife) olmak üzere birçok Sahâbe ve evliyâullahın kullandıkları bir kısım eşyalardan ve onlardan kalan hatıralardan meydana gelmektedir. Bu emânetlerin büyük kısmı bugün Topkapı Sarayı Mübârek Emânetler Dairesi’nde sergilenmektedir.
Emânetler Türkiye’ye Nasıl Getirildi?
Mübârek Emânetlerin tarihi serüveni, İslâm hilâfetinin geçirdiği aşamalar ile aynı seyri izlemektedir. Daha doğru bir ifadeyle de İslâm Halifesi neredeyse Mübârek Emânetler de orada olmuştur. Çünkü bu emanetler, bir mânâda hilâfetin de sembolü ve nişanesi olmuşlardır. Bilindiği üzere, Emevi Devleti’nden sonra hilâfet, Abbasi Devleti’ne geçmiştir. 1258 senesinde, Cengiz’in torunu Hülagü’nün Bağdad’ı işgâl ederek yakıp yıkması üzerine, el-Müstansır adındaki bir Abbasi şehzadesi Mübârek Emânetleri de alarak Bağdad’dan ayrılmış ve Mısır’daki Memlüklü Devletine sığınmıştır. Memlüklü Sultanı Emir Zâhir de, el- Müstansır adına İslâm Halifesi ünvanıyla hutbe okutmuş ve sikke kestirmiştir. Bu şekildeki Hilâfet, 1517 senesinde Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethetmesine kadar, Abbasi hanedanı mensublarıyla devam etmiştir.
Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı ordusunun 1517 Ridaniye Zaferi neticesinde Mısır’ı ele geçirmesi ile Memlüklü Devleti târih sahnesinden silinmiştir. Böylece Memlüklü Devleti’nin siyaseten hâkimiyeti altındaki Hicaz da, Osmanlı Devleti’nin yönetimine geçmiştir.
Fetihten sonra, Mekke Emiri Şerif Ebu’l-Berakât, oğlu Şerif Ebû Nüma’yı, temsilcisi olarak Mısır’a gönderir. Şerif Ebû Nümâ, Kâbe-i Muazzama’nın anahtarlarını Yavuz Sultan Selim’e takdim ederek, Yavuz’un “Hâdimü’l-Haremeyn-i Şerifeyn” ünvanını hak ettiğini de tasdik eder. Yavuz, İstanbul’a dönüşünde hem Kahire’deki Mübârek Emânetleri hem de o sırada halife ünvanına sâhib olan 3. Mütevekkil Ale’llah’ı yanına alır.
Halife Neredeyse Emânetler Oradadır
Yavuz Sultan Selim İstanbul’a dönünce, Ayasofya Câmii’nde devrin âlimlerinden ve devlet ricalinden oluşan bir meclis toplanır. Son Abbasi Halifesi Mütevekkil, Ayasofya Câmii’nin minberine çıkarak hilâfet makamını hak edenin Yavuz Sultan Selim olduğunu beyan eder ve sırtındaki hilâfete mahsus ferâcesini çıkararak Yavuz’a giydirir. Böylece hilâfet resmen Osmanlılar’a geçmiştir. Mübârek Emânetler de o günden bugüne İstanbul’da yani hilâfetin merkezinde muhâfaza edilmektedir. Has Oda da denilen Mübârek Emânetlerin muhâfaza edildiği ve sergilendiği Topkapı Sarayı Mübârek Emânetler Dairesi’nde, 5 asırdır devam eden güzel bir geleneğin devamı olarak 24 saat kesintisiz Kur’ân-ı Kerim okunmaktadır.
Mübârek Emânetlerle İlgili Birkaç Not
Mübârek Emânetlerin bugün sergilendiği Has Oda, aslında Padişahların istirahat odasıydı. 1800’lü yıllardan itibâren yeni sarayların inşa edilmesiyle birlikte Has Oda ve beraberindeki Arzhane, Destimal Odası ve Şadırvanlı Sofa Mübârek Emânetlere tahsis edilmiştir.
Mübârek Emânetler Dairesi’nin önünde bir toz kuyusu bulunmaktadır. Mübârek Emânetler Dairesi’nin haftalık, üç haftalık ve yıllık bakımlarla temizlenmesi neticesinde çıkan toz ve gül suyuyla silinmesi neticesinde artan su, bu toz kuyusuna dökülmekteydi.
Dairenin giriş kapısı üzerindeki yeşil zemin üzerine yazılı kelime-i tevhid, bizzat Sultan 3. Ahmed’in kendi el yazısıdır.
Mübârek Emânetlerden özellikle kılıçların, yayların ve bazı örtü ve giysilerin üzerlerindeki altından ve yakut gibi kıymetli taşlardan yapılan süslemeler, bezemeler ve hatlar ise asıllarına zarar vermeden sonradan teberrüken yapılmıştır.
Mübârek Emânetler
– Peygamber Efendimiz’in (asm) kılıçları ve yayı
– Peygamber Efendimiz’in (asm) Ka’b bin Züheyr’e (ra) hediye ettiği hırka-i şerif ve sandukası
– Peygamber Efendimiz’in (asm) nakş-ı kadem-i şerifleri (ayak izi)
– Peygamber Efendimiz’in (asm) sakal-ı şerifleri
– Peygamber Efendimiz’in (asm) İslâm’ı tebliğ etmek için civar devletlerin hükümdarlarına gönderdiği mektublar
– Peygamber Efendimiz’in (asm) Uhud Gazvesi’nde kırılan dişinin mahfazası
– Peygamber Efendimiz’in (asm) mühr-ü saâdeti
– Peygamber Efendimiz’in (asm) kabir toprağı mahfazaları
– Peygamber Efendimiz’in (asm) na’lin-i şerifleri (ayakkabıları)
– Peygamber Efendimiz’in (asm) sancak-ı şerifi ve sandukası
– Peygamber Efendimiz’in (asm) hilye-i saâdeti
– Peygamber Efendimiz’in (asm) gasil suyunun muhâfaza edildiği yeşil şişe
– Peygamber Efendimiz’in (asm) su içtiği tas
– Peygamber Efendimiz’in (asm) Hayber’in fethinden sonra Hz. Ali’ye (ra) hediyesi (sancak-ı şerif)
– Gubar-ı Şerif (Peygamber Efendimiz’in (asm) hücre-i saâdetinin tâmirinden getirilen toz)
– Destimal (Peygamber Efendimiz’in (asm) hırkasını sarmak için kullanılan bohça)
– İlk Kur’ân nüshaları (3 adet)
– Hacer-i Esved mahfazası
– Altın Kâbe olukları
– Kâbe-i Muazzama’nın kapısı
– Kâbe-i Muazzama’nın anahtarları ve kilidleri
– Kâbe-i Muazzama’nın değişik zamanlarda kullanılmış örtüleri
– Hz. Yusuf’un (as) amamesi (sarığı)
– Hz. Musa’nın (as) asâsı
– Hz. Davud’un (as) kılıcı
– Hz. Davud’un (as) Câlûd’un kafasını kesmesinin canlandırıldığı bakır levha (Levha Mısır’ın 1517’de fethinden 50 sene önce hazırlanmış olup Türklerin Mısır’ı fethedeceği levhada yazılıdır.)
– Hz. İbrahim’in (as) tenceresi
– Hz. Ebû Bekir’in (ra) kılıcı
– Hz. Ömer’in (ra) kılıçları
– Hz. Osman’ın (ra) kılıçları
– Hz. Osman’ın (ra) şehid olduğu esnada okuduğu Kur’ân-ı Kerim (Bakara Sûresi 137. âyeti okurken)
– Hz. Ali’nin (ra) kılıcı
– Hz. Fâtima’nın (ra) seccadesi
– Hz. Fâtima’nın (ra) sandığı
– Hz. Fâtima’nın (ra) cübbesi
– Hz. Cafer bin Ebi Tâlib’in (ra) kılıcı
– Hz. Halid bin Velid’in (ra) kılıçları
– Hz. Ebu’l- Hasan’ın (ra) (Resûlullâh’ın kâtibi) kılıcı
– Hz. Ammar bin Yasir’in (ra) kılıcı
– Hz. Zeynel Abidin’in (ra) kılıcı
– Hz. Zübeyr bin Avvam’ın (ra) kılıcı
– Hz. Muaz bin Cebel’in (ra) kılıcı
– Hz. Âişe (ra) vâlidemize aid örtü
– Hz. Üveyse’l-Karani’nin külahı ve bohçası
– Ve yer darlığı sebebiyle zaman zaman sergilenen Peygamberlere, Sahâbelere ve evliyaullaha âit daha bir çok emânet…