Evlatlar ebeveynlerinin öğretileriyle büyürler. Bir evlat Efendimiz’in (s.a.v) dizleri dibinde büyürken, bir diğeri Ebu Süfyan’ın dizlerinde büyür. Biri hakkın öğretilerini sunarken, bir diğeri şirkin öğretilerini sunar. Allah ise adaletlidir. Hayat imtihanında Resulullah’ın (s.a.v) evladı olmak kişiye imtiyaz sağlamadığı gibi, Ebu Süfyan’ın evladı olmak da suç değildir. Hz.Fatima’nın imtihanı farklı şekillenirken, Hz. Ramle’nin imtihanı farklı şekillenir.
Ramle Binti Ebu Süfyan. Bir kahraman. Gerçek bir iman eri.
İzdivacını, mü’minlerin annesi Hz. Zeyneb’in kardeşi ve Resûlullah (s.a.v)’in amcazadesi olan Ubeydullah b.Cahş el-Esedi ile yapar. Küfrün ortalığı sardığı zamanlarda imanın aydınlığını farkeden Ubeydullah, Müslüman olur. Ramle de onun ardından İslam’la şereflenir. Ebu Sufyan ibn-i Harb, Kureyş’ten birinin; otoritesine karşı çıkabileceğini hatırından bile geçirmiyor. Mekke’nin efendisi ve itaat edilmesi gereken liderine kim karşı çıkabilirdi ki (!) İşte kızı Ramle, onun öğretilerini yıkmış, babasının tanrılarını inkâr etmiş, taassubdan uzak dimdik ayakta…
Ebu Sufyan elindeki bütün güç ve kuvvetiyle kızıyla kocasını, kendisinin ve atalarının dinine çevirmeye uğraşmış ama başaramamıştı. Sufyan öfkeden deliye döndü. O daha kızını boyunduruğu altına alamazken, Resulullah’a (s.a.v) uymasına engel olamazken, Kureyş’e hangi yüzle bakacaktı?
Ramle bu keşmakeşi ardında bırakıp, eşiyle birlikte, Habeşistan’a hicret eden ikinci kafileye katıldı. Ve bu hicret sırasında Ramle hamileydi. Habeşistan’a varınca kızı Habibe binti Ubeydullah’ı dünyaya getirdi. Bundan sonra kızına nisbetle Ümmü Habibe künyesiyle anılmaya başlandı. Yurdundan, yakınlarından uzak kalan Ramle, içinde bir garip hüzün hicret günlerini geçiriyordu. Hayat ise yeni imtihanlara gebeydi. Bir gece dehşetle açtı gözlerini. Gördüğü rüyanın etkisinden uzun süre kurtulamadı. O, rüyasında kocası Ubeydullah’ı çirkin bir surette görmüştü.
Hemen o sabah Ubeydullah, uğruna yurdunu terkedip bu diyarlara hicret etmesine sebep olan müslümanlığı bırakmış, Habeşlilerin dini olan hıristiyanlığa girmişti. Ramle’nin kalbi bu olayın acısıyla daralıyor, hayat imtihanın yeni bir safhasını yaşıyordu. Şimdi müşrik babasının tazyikatına, kocasının ki de eklenmişti. Kim bilir belkide Allah samimiyetini ölçüyordu.
Samimiydi Ramle. O, İslam’ı gönlünde sımsıkı taşıyordu. O, ihlâsın doruklarına tırmanıyordu. “Allah” diyordu dili. Kelime-i şehadeti daha bir hakkıyla okuyordu şimdi.
Bu haldeyken Ca’fer İbn Ebi Talib’in hanımı Esma Bint Umeys ona gelip: “Sabret Ummu Habibe! Sen çok iyi dayandın, yalnız sabredenlere, ecirleri sonsuz olarak ödenecektir” diyordu.”
Ramle: “Allah’a hamdolsun! Şüphesiz bu, Allah’ın sabredenleri tanıması için bir çeşit imtihandır” dedi.
Esma Bint Umeys de şöyle dedi: “Allah’ın doğru yola eriştirdiği kimse hak yoldadır. Kimi de saptırırsa artık ona doğru yola götürecek bir rehber bulamazsın.”
Ummu Habibe’nin beklemesi uzun sürmedi. Hristyan olduktan sonra çok az yaşayan kocasından iddeti tamam olunca Allah ona ferahlık verdi. Ummu Habibe gündüzünü Kur’an okuyarak, gecesini namaz kılıp Rabbine yalvararak, dert ve tasalarını halini en iyi bilen kimse olan Allah’a arzederek geçirmek üzere evinde ittifaka çekilmişti. Kocasının dinden dönmesi onu Allah’a ibâdet ve ona yaklaşmaya çalışır hale getirdi. Bir gün uykuya daldığı esnada rüyada, birisinin ona gelip: “Ey mü’minlerin annesi! dediğini gördü.
Korktu ve bu gizli sesi düşünmeye başladı. O ancak Resulullah’la (s.a.v) evlenirse mü’minlerin annesi olabilirdi. Tekrar kendisine sordu: Acaba, Ubeydullah İbn Cahş’la ilgili rüyası gerçekleştiği gibi bu rüyası da mı gerçekleşecekti? Ve günlerden birgün kapısı vuruldu Ramle’nin. Kapıyı açtı, Ebrehe: “Hükümdar sana diyor ki Allah’ın Resulü seni kendisine istemek üzere hükümdara mektup yazmış. Peygamber’in mektubunu Amr İbn Umeyye ez- Zamri getirmiştir” dedi.
Cömert hükümdar Necaşi’nin ihsanlarıyla Habeşistan’dan geri dönen kadın muhacirler arasında evine, Resulullah’ın yanına doğru yol aldı. Ümmü Habibe’nin Resulullah (s.a.v)’in evine girişi, Medine halkını sevince boğdu.
Hz. Ümmü Habibe, bir keresinde Peygamberimizden (s.a.v) teheccüd namazının faziletini duymuştu. Ondan sonra teheccüd namazını asla aksatmamıştı. Resulullah’ın (s.a.v) öğretilerine sahip çıkıyor, onları uyguluyordu. Kendisinden rivayet edilen hadislerden altmışbeş tanesi Kütüb-i Sitte’dedir.
Hz. Ümmü Habibe, Ramle… İmtihanı Ebu Süfyan’ın dizleri dibinde başlayıp, Efendimiz’in dizleri dibinde sona eren sevgili annemiz…
Hicri 44.yılda vefat ettiği rivayet edilir. Kabri Medine’deki Baki kabristanındadır. Allah ondan razı olsun.
Evet, insanlar ebeveynlerinin öğretileriyle büyüyorlardı ama kimin öğretilerine sahip çıkıp yaşayacaklarına kendileri karar veriyorlardı. Ve Resulullah’ın (s.a.v) dediği gibi, ‘nasıl yaşarlarsa öyle ölüp, nasıl ölürlerse öylede diriliyorlardı.’