Anasayfa / Genç Kâlemler / Değişen hayat

Değişen hayat

Hayatı bir anda değişen bir çok insanın başından geçen olaylar vardır. Sıkıntılar çekmesine rağmen sabredip çalışarak selâmete erebilir. Bu tarz örnekler çoktur. Ama ben bir örneği kurgulayıp hikaye olarak sizinle paylaşmak istedim.

İnsan hayatı boyunca çeşitli konularda imtihan edilebilir. Bazen bir hastalık, bazen bir kaza bazen bir musibetle Allah insanı imtihan eder. İmtihana tâbi tutulanlar arasında Cemal’in başına gelenler bize örnek teşkil etmelidir.

Âilenin tek evladı olan Cemal, çalışkan bir öğrenciydi. Etrafında çokça sevilen bir insan olan Cemal okuyup doktor olmak istiyordu. Bunun için de derslerine çalışmaya gayret ediyordu. Her şey normal devam ederken Cemal’in babasının geçirdiği kaza sonucu hayallerinin rotası değişmişti. Bu yüzden babası çalışamaz hâle gelmiş ve o günden sonra ailenin bütün yükü Cemal’e yüklenmişti.

Oysaki babası Cemal için ne planlar kuruyordu. Cemal okuyacak, doktor olacak ve gözleri görmeyen annesinin gözlerinin açılmasını sağlayacaktı. Ne yazık ki o talihsiz kaza babanın evladı üzerine yaptığı planları alt üst etmişti.

Her sabah erken saatlerde uyanıp işe gitmek için hazırlanıyordu Cemal. Kendi yaşıtları okula giderken kendisi genç yaşta hayatın zorluklarını görmüştü ve görmeye de devam edecekti.

Her zaman olduğu gibi sabah kahvaltısını alelacele yapıp annesinin yanaklarından öptükten sonra evden ayrıldı. Her zamanki yoldan farklı olarak kestirme olarak bildiği yoldan yaya olarak gitmeye karar verdi. Saat sabah yedi buçuğu gösteriyordu. Yolda işe yetiştirmek için koşturan birkaç insan ve mahallenin kedi köpekleri dışında kimsecikler yoktu.

Hızlı adımlarla yürüyen Cemal’in gözüne bir ara altmış yetmiş yaşlarında bir adam takıldı. Normalde çevresinde olup bitenleri pek dikkate almayan Cemal, bu sefer ki durumun farklı olduğunu anladı. Çünkü takım elbiseli bu adam arabasına binmek için arabanın kapısını açtığı sırada sol elini kalbinin üzerine tutarak yere yığıldı. O esnada çevrede Cemal’den ve yere yığılan adamdan başka kimse yoktu.

Adamın yere yığıldığını gören Cemal, koşar adımlarla adamın yanına vardığında yaşlı adam nefes alıp vermekte zorlanıyordu. Soğukkanlı bir insan olan Cemal yardım çağırmak için etrafına bakındı ama kimse yoktu. Bunun üzerine derhal adamın cebini yokladı. Telefonla ambulans çağırma ümidiyle ceplerinden neredeyse tamamına bakan Cemal tam ümidi kesmişken eli adamın arka cebinde bir metale takıldı, bu bir cep telefonuydu.

Telefonla hemen 112 Hızır âcili arayarak ambulans çağırdı. Ambulans gelinceye kadar adamın bilincini açık tutmaya çalışan Cemal bir ara daldı. Birkaç dakika sonra ambulans sesiyle irkildi. Acilen müdahale edilen adam sedyeye alındı ve ambulansa bindirildi, Cemal de adamla birlikte ambulansla hastaneye doğru yol aldılar.

Hastanede ameliyata alınan adamın kalp krizi geçirdiği anlaşıldı. Cemal hastane koridorunda öylece doktordan gelecek haberi bekliyordu. İşe geç kalmıştı ve şeften fırça yiyeceğini biliyordu. Ama bunun şimdilik bir önemi yoktu.

Yaklaşık bir saat sonra doktor ameliyattan çıktı. Doktor kapının önünde bekleyen Cemal’e hastanın yakını olup olmadığını sordu. Cemal ise işe giderken adamı gördüğünü ve bayıldığını görünce yardımcı olduğunu ve adamı tanımadığını söyledi.

Doktor “Hastanız kalp krizi geçirmiş. Allah’tan erken müdahale edilmiş. Biraz daha gecikmiş olsaydınız, hastayı kurtaramayabilirdik.” dedi ve Cemal’in yanından ayrıldı.

Adamın hayati tehlikesini atlattığını öğrenen Cemal, danışmaya her ihtimale karşı ev adresini verdi. Oradan ayrılarak fabrikaya doğru yol aldı. Fabrikaya vardığında kendisine neden geç kaldığını soran şefe, âcil bir işi olduğu için gelemediğini belirtti. Şef ise sert bir üslupla bu konuya dikkat etmesi gerektiğini, tekrarlaması halinde işten kovulacağını tekrarladı.

Birkaç ay sonra Cemal izinli olduğu günlerden bir âilece kahvaltı yaparken kapı çalındı. Kapıyı açan Cemal’in karşısında giyim kuşamıyla bir işadamı şoförünü andıran bir adam duruyordu. Adam fabrikadan geldiğini, âcil bir sebepten ötürü patronun Cemal’le görüşmek istediğini söyledi. Hemen hazırlanıp fabrikaya giden Cemal, fabrikaya vardığında herkes onu başıyla selamlıyor ve ona gülümsüyorlardı. Hayretle patronun odasına doğru götürülen Cemal şaşkınlık içerisindeydi.

Biraz sonra patronun odasına girmek üzere kapının önüne geldi, kapıyı çaldı ve içeri girdi. Girer girmek şaşkınlık geçiren Cemal’in karşısında bir gün işe giderken yolda bayıldığını gördüğü ve hastaneye ulaşmasına yardımcı olduğu adam duruyordu.

Adam fabrikanın patronuydu. O gün evinden fabrikaya gitmek için arabasına binmek üzere iken geçirdiği kalp krizinden dolayı yere yığılmıştı. Kendisine yardım eden Cemal’i iyileştikten sonra çok aradığını ve daha sonra danışmadan ev adresini aldığını ve o şekilde ona ulaştığını anlatıyordu. Yaptığı araştırma sonucu ev adresinin kendi fabrikasında çalışan birine ait olduğunu öğrenince çok şaşırdığını söylüyordu.

Hayretle patronunun -yardımcı olduğu ihtiyarın- anlattıklarını can kulağıyla dinliyordu. Adam uzun bir konuşmadan sonra Cemal’e fabrikada baş şef olmayı teklif etti. Böyle ani bir teklif karşısında çok şaşıran Cemal, şaşkınlığı geçtikten sonra teklifi kabul etti ve artık Cemak için yeni bir hayat başlıyordu.

Yeni görevinde de başarılı bir çalışma sergileyen Cemal çok sürmeden fabrikanın müdürü oldu ve artık başarma yolunda tüm engelleri hızla aşıyordu. Genç yaşta yakaladığı bu başarılar sayesinde artık Cemal hem okulunu dışarıdan okuyordu, hem de ailesine daha güzel bir yaşam sunmuştu. Annesinin gözlerini en iyi doktorlar tutarak açtırdı. Babasının sakat ayağı ise ne yaptıysa bir türlü çâre bulamıyordu.

Artık Cemak bambaşka bir hayatın içerisinde mutlu mesut yaşayıp gidiyordu.

“Yaptığınız iyilik elbet bir gün karşınıza daha güzel bir olarak çıkabilir.”

Hani derler “İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir” diye.

Bu konuyla ilgili Yorum Yapın

Mailiniz yayınlanmayacak



Başa Dön
ergene haber ogretmenler.org felsefe çorlu haber