Hayrat Vakfı’nın düzenlediği 6. Risâle-i Nur ve İttihâd-ı İslâm Sempozyumu’na Türkiye’nin tüm illeri başta olmak üzere, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen değerli misafirlerin hepsini can u gönülden kutluyorum. Bu birlikteliğin en büyük amacı İttihâd-ı İslâm’ın gerçekleşmesidir. Bu sempozyum benim için şunları ifade ediyor; mahşerin provası Arafat ise, İttihad-ı İslâm’ın provası Ankara’dır diyebiliriz.
Bu mânevi atmosferde ben diyeyim 25 bin, siz deyin 30 bin kişinin bu amacı tâbiri caizse İttihâd-ı İslâm’ın gerçekleşmesi için küfrün karşısında dik durabilmenin de bir göstergesiydi.
Tarihte lideri olmayan bir topluluk yoktur. Kur’ân’da kıssası anlatılan her kavmin bir lideri vardır; İslâm Birliği’nin de bir lideri olacaktır. Bütüm İslâm ülkeleri, lider olarak Türkiye’yi işaret etmektedirler. Bediüzzaman Hazretleri’nin dediği gibi; Âlem-i İslâm’ın anahtarı Türkiye’dir. Çünkü: Türk milleti bin yıldan beri İslâm bayrağının sancaktarlığını yapmış ve İslâm dinini dünyanın dört bir yanına ulaştırmıştır.Bazı sebeplerden dolayı geçici olarak Osmanlı ile yıkılmış olan bu millet ve medeniyet yeniden dirilmeyi bekliyor. Bediüzzaman Hazretleri feraseti ile bu dirilmenin yine bu millet içinden çıkacağını görmüştür.
“Kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.“ (Saff, 8) İttihad-ı İslâm Allah’ın dilemesiyle zâten gerçekleşecektir. İttihad-ı İslâm gerçekleşmesi yönünde ne kadar çaba gösterdiğimizi tekrar gözden geçirelim. Mü’minler birbirlerini sevip dost edinirlerse, birbirlerine destek olurlarsa Müslümanların birbirlerini kardeşçe kucaklamaları, aralarındaki uzaklıkları ortadan kaldırarak bir an önce birleşmeleri ve İttihad-ı İslam’ı teşkil etmeleri lazımdır.
Dünyanın gidişatına baktığımız zaman güçlü güçsüzü eziyor, haksız yere kan dökülüyor, birbirinin mallarını gasp ediyorlar. Dünyadaki zulmün durmasını isteyen Müslümanların yapmaları gereken can u gönülden İttihad-ı İslâm’ı istemektir.
“Unutmayalım ki İslâm coğrafyasındaki olaylar endişe verici gibi görünüyor olsa da yaşanan zulüm, kargaşa ve çekilen acılar, bir gün son bulacak ve bu sempozyum yaklaşan İttihad-ı İslam’ın doğum sancılarının belirtisidir.” (Fuat Türker) İttihad-ı İslâm’ın provasıdır.
Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirine bir ekleme yaparak İttihâdı-ı İslâm dile getirdik.
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi
Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın
Gâlip et çünkü bu son ordusudur
İTTİHÂD-I İslâm’ın
Binlerce insanın toplandığı bu mânevi atmosferde ve İslâm kardeşliğinin ve diğer Müslüman ülkelerden gelen kardeşlerimizle olan bu birliktelik, İttihad-ı İslâm’ın provası nisbetindedir. Bu sempozyum bütün sevdiklerimizi, uzun zamandır görüşemediğimiz din kardeşlerini bir araya getiriyorsa neden İslâm alemini bir araya getirmesin? Bunun bir gün gerçekleşeceğini haber veren Bediüzzaman Hazretleri’ni rahmetle anıyoruz. 26 Mayıs’ta düzenlenen nurun bayramı olan İttihâd-ı İslâm herkes için hayırlı olsun.
‘Mahşerin provası’ olarak değerlendirilen Hac ve umre bizim toparlanmamıza vesile olmuyorsa başka hangi vesile bizi kendimize döndürecektir?
Bu mahşerin provası! Bu kalabalığı gören komünist, sol, terörist, anarşist ve tüm düşmanlar KUDURDU!