Çok kalabalık…
Talebeleri ne çok bu mektebin!
Her boyda,her yaşta,her sıfatta…
Telaşlı mıyım neyim,
Mektep koridorlarında…
Çerçeve dışı kainat,rengaenk bakirane…
Kainat tüm emre, sıfat ve isme amade..
Telaşlı mıyım neyim?
Bilinmezim ne ki benim?
Neden hep aynısıdır bu koridorun geçtiğim?
Simalar bilindik,sesler rahvan…
Herbir şey olduğu yerde tamam.
Bir divane dolanışın sahibi ortalarda…
ben niye?
Gri’m
Çıkıcaksın karşıma sezinliyorum..
Bu sarmal vaziyetin içinde tedirginim diyorum!
-Kulaklarıma değen bir ulu çınar gövdesinin
velayetinde,hazan renkli evletçıkları
yaprak yaprak..
Ve bir kule nazarımda şimdi serapa toz ve toprak!
Tırmanırken yukarı daha zirve, en zirve!
Kalabalığı tek edişim, inziva nöbetlerinde!
-Gitmelerim sessizlik melodisi getirmedi kulaklarıma…
bir boğuk gürültü…
muhtevasi kışkırtan.. merakıma değen kamçı şaklamasında.
Irağında latig görünen nazarlara,cemali bakana artar her dem..
Lakin yaklaştıkça bir laşe kokusu sanki mefistovari deinden
Kule benim! Kule Çırpınmalarında dingin…
Gri! gelme üstüme kusacağım geliyor içimden!
.dar! Avazım neden sükut tesirinde? Kalın yazılıcak!
.dar! Düşeceğim şimdi çıkış yolu nerde?
-Elleri terli ve sağuk… İhtirasın zemherisi yakmış gri’yi!
Uyarılmış çılgın nöbetlerin itabı korkunç gözlerinde…
ey koca ve gri! istikametin nereye?
Uzanan sıra boyu heyuladan çatılar… kuleye teğet.
Tutunduğum izi buldurdu bana…
Tozun ve isim ve kokunun ve çoğlığın ruhumu yırtan imtizacında…
Gri! Gelme Peşimden…
Merhamet diliyorum kadir-i rahimden