Anasayfa / Osmanlıca / Osmanlıca Hikayeler&Tarihten Notlar

Osmanlıca Hikayeler&Tarihten Notlar

SİZ İÇERİDEN, BİZ DIŞARIDAN YIKMAYA ÇALIŞIYORUZ!

Sultan Abdülaziz'in bir hatırası

Sultan Abdülaziz’in bir hatırası

Sultan Abdülaziz, Paris’te açılan 1866-1867 sergisi münasebetiyle yaptığı seyahatte Keçeci-zade Fuat Paşa’yı refakatine almıştı. Bu seyahat sırasında Compte de Montauban da Palitan Üçüncü Napolyon’un başvekili idi. Üzerinde seraskerlik vazifesi vardı.

Üçüncü Napolyon Süveyş Kanalı’nı açtırmak, Girit’e Yunanistan’a vermek istiyordu. Sultan Aziz’le Ali ve Fuat Paşalar ise Fransa Kralının hassaten ikinci arzusunun tahakkuk ettirilmemesi taraftarı idi.

Compte de Montauban de Palitan ile Fuat Paşa arasında mühim siyasi görüşmeler oldu. Nihayet bu konuşmalar sırasında bir gün Compte de Montauban Keçeci-zade’ye

-Neye beyhude ısrar ediyorsunuz? Hangi kuvvetinize güveniyorsunuz? Osmanlı Hükümetinin ne derece zaafa düştüğünü görmüyor musunuz? Dedi.

Fuat Paşa derhal mukabele etti:

-Hayır Kont! Hayır!… Türkiye hiçbir zaafa düşmemiştir. Bütün kuvvetini muhafaza ediyor ve edecektir.

Türkiye en kuvvetli, en dayanıklı devletlerden biridir.

Üç yüz senedir siz dışarıdan, biz de içeriden yıkmaya çalıştığımız halde bir türlü yerinden sarsamadık!

Yine Napolyon o sırada hal ve tesviyesiyle uğraşılan Girit meselesinden bahseylediği ve Girit’i terk etmenin belki devlet menfaatine muvafık düşeceğini söylediği esnada: “Girit’i kaça verirsiniz?” sualini sordu.

Fuat Paşa o suale düşünmeden şu cevabı verdi:

-“Aldığımız fiyata!”

 

 

 ***********************************************************************

 

Yavuz Sultan Selim'den bir not daha

Yavuz Sultan Selim’den bir not daha

Yavuz Sultan Selim 1515 yılında Dulkadiroğulları Alaüddevle’yi Turnadağ Savaşı’nda mağlup etmiş ve bu ülkeyi sınırları içine katmıştı. Ancak Mısır Sultanı Kansu Gavri elçi yollayarak bu fethi protesto etmişti. Elçi Yavuz Sultan Selim’e:

-Hutbelerinde sultanımızın adı okunan memleketleri iade ediniz, dediğinde Yavuz Sultan Selim şöyle cevap verdi:

-Sultanına söyle, hutbe ve sikkede adının muhafazısını bizim memleketimiz Anadolu’da değil, Mısır’da düşünsün.

Elçi başını eğip:

-Ben bunları sultanıma nasıl söylerim. Siz bir elçi gönderin de o söylesin, deyince Yavuz:

-Elçiye lüzum yok, ben geliyorum, demiştir.

 

Bu konuyla ilgili Yorum Yapın

Mailiniz yayınlanmayacak



Başa Dön
ergene haber ogretmenler.org felsefe çorlu haber çift mekanizmalı perde