Hidâyet, hakkı hak, batılı batıl olarak görüp doğru yola gitmek, doğru yola iletmek, dalaletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak, iman etmek, Müslüman olmak, yol gösterici anlamına gelmektedir. Allah, dilediğine hidâyet verir (İslâmiyet’e ulaştırır). (İbrahim, 4) İşte size hidâyete eren bir Müslüman daha, adı Martin Lings. Belki de adını ilk defa duydunuz veya biliyordunuz. Martin Lings İslâm’ı seçmeden önceki hayatı bizim gibi şanslı değildi. Hiç kimse belki bizim, kadar inanç konusunda şanslı değildi. Neden derseniz, bizler Müslüman bir anne ve babadan dünyaya geldik. Avrupa ve diğer ülkelerdeki insanlar bizim kadar bahtlı değildir. Bizler bunu göz ardı etmeden sahip olduğumuz nimetlerin değerini bir daha gözden geçirelim ve kıymetini bilelim.
Hidâyet Allah’tan deriz biz. Evet, gerçekten hidâyet Allah’tandır. Doğru yolu herkes ister. Doğru yolu isteyip hakka yürümek isteyen bir insanın adıdır Martin Lings. Hakkı aramaktaydı. Kendisi çok çırpınıp durdu, yürüdü yılmadı genç yaşında, bütün dinleri araştırmaya başladı. Ve en sonunda doğru yolu buldu. Öylesine inanmıştı ki bu din onun için gerçek bir dindi artık. Cenâb-ı Hak onu İslâm’la şereflendirmişti. İslâm’la şereflendikten sonraki ismi de Ebûbekir Siraceddin olmuştur. İslâm’ı seçtikten sonra bu ismin hakkını vermişti. Çok mânâlı bir isim seçmişti kendine, sanki bu isim ona verilmiş çok özel bir hediyeydi. Dinin kandili, dinin verdiği aydınlık, nur saçan mânâlarına geliyordu bu güzel ismi. Bu ismi seçmesinde bir bildiği vardı. Çünkü o da bir nur saçacaktı. Ve belki de bu ismin hürmetine Hz. Muhammed (asm)’ın hayatını anlatan bir kitap yazdı. Bu kitabı bir çok dillere çevrildi.
“Hidâyete erenlerin (iman edenlerin, Müslüman olanların) Allah hidâyetlerini (İslamiyet’e bağlılıklarını) arttırır.“ (Meryem, 76; Muhammed, 17)
İslâmiyet’i seçtikten sonra gerçekten bir nur yüzünde beliriyordu. Yüzündeki İslâmiyet nurunu herkes görebiliyor. Ve Ebûbekir Siraceddin’e “melek yüzlü batılı bilge” deniliyordu. Kendisi İslâmiyet’i seçerek başkalarına da İslâmiyet’i anlatmak için tebliğ yapıyordu. Ebûbekir Siraceddin’den etkilenerek ve onun yaşam tarzına bakarak, kitaplarını okuyarak İslâmiyet’i seçen kişiler de çok olmuştur.
MARTİN LİNGS’İN BİYOGRAFİSİ
İngiliz asıllı Müslüman yazar Martin Lings (Ebûbekir Siraceddin), 1909 yılında İngiltere’de dünyaya geldi. Lings, önceleri Protestan, daha sonra da ateist oldu. Oxford Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı okuyan yazar, yirmi beş yaşlarında diğer dünya dinlerini incelemeye başladı. 1839’de tanıştığı Kuzey Afrika’lı Müslümanlar vasıtasıyla büyük sufi Şeyh Ahmed Alevi eş-Şazeli ile buluştu ve Müslüman oldu. Ebûbekir Siraceddin adını aldı. Ardından 1939 yılında Mısır’a gitti ve burada Kahire Üniversitesi’nde, özellikle Shakespeare üzerine on iki yıl ders verdi.
Lings, 1948 yılında tekrar İngiltere’ye döndü. Londra Üniversitesi’nden Arap dili diploması aldı ve 1955 yılından itibaren İngiliz Müzesi doğu elyazmalarının (özellikle Arapça) tasnifinde bulundu. Güney İngiltere’de yaşamını sürdürmektedir. Eserleri arasında Antik İnançlar Modern Hurafeler, Yirminci Yüzyılda Bir Veli, Tasavvuf nedir? ve son eseri Onbirinci Saat Türkçeye çevrildi. Üç yılını verdiği “Hz. Muhammed’in Hayatı” adlı kitabı ile yazar, Pakistan devletince her yıl verilen “Siret Ödülü” nü kazandı. Eser belli başlı bir çok dile çevrilmiş ve büyük ilgi toplamıştır.
Ateistti, ama dünya dinlerine meraklıydı. Bu merakı onu 1938’de 29 yaşında Müslümanlığa taşıdı. Kuzey Afrikalı Müslümanlar vâsıtasıyla Şeyh Ahmet el-Alevi eş-Şazeli’nin (ö.1934) öğretisiyle tanıştı. Onu kendisine rehber edindi; Ebûbekir Siraceddin’di artık. Ahmet el-Alevi onun hayatını değiştiren adamdı. Yıllar sonra o da hayatını değiştiren adamı Yirminci Yüzyılda Bir Veli (1961) başlıklı bir kitapla ölümsüzleştirdi.
Kahire’de iken, ilk kez sekiz yaşında tanışmış olduğu ve kendisinden dört yaş küçük olan Leslie Smalley’le irtibat kurdu. 1944’te hayatı boyunca eşi ve manevi yoldaşı olarak kalacak olan bu genç hanımla evlendi. 1948’de hanımıyla birlikte hacca gitti. 1952’de İngiltere’ye döndü. Yüksek eğitimini Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulu’nda Arap Dili ve Edebiyatı okuyarak devam ettirdi. Daha sonra British Museum’da çalışmaya başladı ve müzede bulunan çoğunlukla da Arapça olan Doğu elyazmalarının kataloğunu hazırladı. Emekli oluncaya kadar da British Museum’da çalıştı. Kur’ân yazmalarının bulunduğu bölümlerin anahtarları onun elindeydi. British Museum’daki görevi sırasında Londra Merkez Câmii’nde sohbet halkaları düzenledi. Birçok İngiliz’i İslâm’la tanıştırdı.
İngiliz asıllı Müslüman yazar Martin Lings üç yılını verdiği bu değerli araştırmasıyla, “siyer” bilimiyle uğraşan ciddi çevrelerin haklı takdirlerine mazhar olmuş ve eseri “Siret Ödülü” ne lâyık görülmüştür. Esere hâkim olan üslup bir taraftan rahat okunur ve anlaşılır olmayı hedeflerken, diğer taraftan konusunun gerektirdiği yoğunluğu rahatça sürdürebilmektedir. Eserin edebi değeri, Arapça ilk kaynakları esas almasıyla kazandığı ilmi değerle birleşince kendisini benzerlerinden ayıran yön de açıkça ortaya çıkmaktadır. Allah’ın son elçisinin hayatını en güzel ve sahih kaynaklara dayanarak anlatan adamdır. Kitap okunması kolay ve akıcı bir şekilde devam ediyor. Ama kitabın kıymetini anlamak için birkaç bölümünü okumak bile yeter diye tahmin ediyorum. Kitabı okumayanlara okumalarını tavsiye ediyorum.
MARTİN LİNGS HAKKINDA SÖYLENENLER
Galler Prensi, “Hayatımdaki en büyük ayrıcalıklarından biri Dr. Martin Lings’i tanımış olmaktır. O eşyanın arkasında yatan şeyi görüyordu ve hayatın pek çok gizeminde var olan kutsal mânânın önündeki perdeyi kaldırmamız için bizlere yardım etti.”
“Martin Lings benim için örnek alınacak biridir… Onu yakından tanıyan herkes gibi ben de ona veli oluşundan dolayı saygı duyuyorum.”
Huston Smith, ” Dünyaca meşhur Dinler Târihi profesörü “Tradisyonalist ekolün üç kurucusu olan Guenon, Coomaraswamy ve Schuon’den sonra en önemli temsilcilerden biri şüphesiz Lings’tir… Onda dindarlık ve zekâ, bilgi ve sevgi bir aradaydı… Fevkalade bir ışık ve güzellikle ilim ve entellektüel disiplini bütünleştiren birçok eseri miras bıraktı.”
Seyyid Hüseyin Nasr, İslâm bilim ve felsefenin günümüzdeki en büyük temsilcilerinden biri. ” Dr.Lings cüceleşmiş dünyevi arzu ve çabalar çağında âdeta semadan inmiş entelektüel ve mânevi bir devdi. Bir şairin kalemi, bir metafizikçinin zihni ve bir velinin dertleriyle Dr. Lings hayatı boyunca bizi hep sevk ettiği şeyi yaptı: Ruha dönüş.”
VEFATI
Saflığını, kalbinin yüzüne yansımasında okumak mümkündü onun. 2005’te 96 yaşındayken hayatını kaybeden Peygamber âşığı İngiltere’nin güneyinde, kentteki kır evinde vefat etmiştir. Batılı olarak dünyaya gelmişti, ama Doğulu olmuştu. Köyde doğmuş köyde ölmüştü bir Doğulu gibi. Ömrünün belki son 20 yılını köyde geçirmiş. Bir İngiliz gibi dünyaya geldi, bir Müslüman olarak giden Ebûbekir Siraceddin’ni rahmetle anıyoruz.